Avrupa Green Deal

Avrupa-Green-Deal

Çevre kavramı, insanın içinde yer aldığı ve yaşadığı ekolojik ortamı ifade ederek yaşamı destekleyen sistemler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Evrensel bir nitelik taşıyan çevre, insansız coğrafyanın olamayacağı gibi insan ve çevre arasındaki etkileşimin de yadsınamaz bir gerçek olduğunu belirtmektedir. İnsan, geçmişten günümüze birey olarak değil her zaman topluluk içerisinde yaşamaktadır. İnsanın var oluşundan beri yaşadığı çevresini farklılaştırarak Sanayi Devrimine kadar olan sürede etkisini göstermektedir. Bu nedenle, artan nüfusa bağlı değişimin yanı sıra insan faaliyetlerinin sonucu olarak, toprak, su kaynakları ve atmosfer üzerinde dengesizlikler ortaya çıkmaktadır. Bugünlerde, artan insan popülasyonuyla birlikte ortaya çıkan istek ve taleplerin artması, mevcut doğal kaynakların düşme eğilimine girmesi ve toplumsal sorunların büyüyerek artması tüketim olgusunun çevre kirliliği üzerinde yoğunlaşmasını sağlamaktadır. Küresel çevrede artan istikrarsızlık ve dağılma, bireylerin gelecekte kendi varlıklarının tehlikeye girmesine neden olacak en büyük etkenlerden biridir. 2019 Aralık ayında yeni bir çevre düzeni planı ile ortaya çıkan ‘‘Yeşil Mutabakat’’, Avrupa Birliği sanayisinin 2050 yılına kadar olan dönüşümünü öngören bir strateji ortaya konmaktadır. Ufuk 2020 Programı dahilinde Eylül 2020’de Avrupa Yeşil Mutabakat Çağrısı (European Green Deal Call) yayımlanmıştır. Toplumların sürdürülebilir faaliyetlerine ait araştırma ve inovasyon odaklı unsurların harekete geçirilmesi sağlanmaktadır. Green Deal Çağrısının farkındalık yarattığı noktalardan biri, belirlenen hedef ve amaçların hayata geçirilmesine destek olmaktadır. Diğeri ise hayata geçirilecek olan Ar-Ge-inovasyon araştırma ve incelemelerine yardım etmek için gerekli imkanı sunmaktır.

Green Deal ile Avrupa Birliği 2050 yılına kadar iklim açısından nötr hale getirmek için proje ortaya koymaktadır. Proje kapsamında, dünyadaki sera gazı stoğunu eklemeyi bırakacağı ifade edilmektedir. Biyoçeşitlilik ve tarım, toplumların ekonomisini belirleyen unsurlar arasında yer almaktadır. İklim Yasası olarak ifade edilen Yeşil Mutabakat, Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki görüşmelerinin son sürecinde bulunmaktadır. Belirlenecek önlemler arasında özellikle, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma amaçlanmaktadır. Avrupa Birliği önderleriyle 2021 yılında kesinleşmesi beklenen kanun, Aralık ayında önemli ayrıntıları ele alarak anlaşmayı amaçlamaktadır.

2021 Yılında Avrupa Birliği

Önümüzdeki yıl Avrupa Birliği’ndeki yeni kurallar, tasarılar ve yenilikler şu şekildedir.

  • Tarım
  • Hidrojen
  • Bina yenileme
  • Açık deniz rüzgar enerjisi
  • Metan kirliliği
  • Sürdürülebilir yatırım
  • Yeniden dönüşümü ifade eden döngüsel ekonomi başlıkları ele alınacaktır.

Bu belirtilen maddelerin hayata geçirilmesi için 27 üye ülke üzerinde kurallara uyma zorunluluğu gelmesi sağlanacaktır. Kömüre bağımlı ekonomiler arasında bulunan Polonya, Çek Cumhuriyeti ve Bulgaristan’da bulunan mevcut bina yapıları, kamyon filoları ve çelik imalathaneleri gibi emisyon oranı yüksek ve zorlu olan yerlerde ele alınması gerektiği belirtilmektedir.

Enerji, endüstri ve ulaşımın temiz teknolojiye geçişi için önceden yatırım yapılmasının önemini belirtmektedir. 1990 yılında ortaya çıkan düzeyleri kıyasladığımız zaman emisyonlarda yüzde 55’lik bir azalma ve  her yıl ek 82 milyar ile 147 milyar Avro harcama yapılması göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Avrupa Birliği’nin belirtilen Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) bu oran ortalamanın yarısı şeklindedir. 2030 ve üstünde ek mevduatlar Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) yüzde 1 ile 2 arasında ifade edilirken 2050 yıllarına gelindiği zaman neredeyse 4,6 trilyon Avro ulaşması hedeflenmektedir. İklim değişikliğinin durağan seyretmesi, ekonomik maliyetlerin yıkıcı olmayacağını belirtmektedir. Fakat, yoksul ve gelişmemiş Avrupa ülkelerinin bu durumdan daha fazla etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır.

Güçlü ekonomilere ve az karbon salınımı yapan zengin ülkelerin ise daha fazlasını yapmaları konusuna değinilmektedir. Avrupa’nın halihazırda bulunan politika altyapısını, amaçlanan emisyon hedeflerinin nasıl reforme edileceği merak uyandırmaktadır. Otomobil endüstrisinin, ticari ve binek araçlar için yeni bir emisyon standartları oluşturulması ve Avrupa’nın karbon fiyatlandırma sistemine geçilmesi gerektiğine vurgu yapılmaktadır. Avrupa Birliği’nin Ortak Tarım Politikası (CAP), ziraat ve çiftçilik üretimini çoğaltarak tarım ürünlerini piyasalara istikrar kazandırmak için oluşturulan bir birlik anlaşmasıdır. Yeşil Mutabakat stratejisine üye olan ülkelerle çalışacaklar ise aradaki bazı sorunları çözüm yoluna gitmeleri fayda sağlayacaktır. Ortak Tarım Politikası, verimliliği en yüksek düzeye ulaştırmak için daha fazla yeşil araziye ihtiyaç duymaktadır. Büyük kömür endüstrisinde yer alan Almanya, 17,5 milyar Euro olan Adil Geçiş Fonunun dağıtımında ikinci en büyük hissesine sahip olması göz önünde bulundurulmaktadır. Avrupa Parlamentosu, geçerli olan fonun en az 25 milyar €‘ya çıkarılması talebinde bulunmuştur.

2050 Avrupa Birliği büyüme stratejisi kapsamında yer alan Green Deal ile planlanan rekabetçi hedefler:

Avrupa Green Deal 2
  • Döngüsel ekonomi
  • İklim Hukuku
  • AYB kamu sektörü kredi olanağı
  • Emisyonlar
  • Hidrojen
  • InvestEU
  • Adil Geçiş Fonu
  • Adil Geçiş Mekanizması
  • Paris Anlaşması

Temiz bir Avrupa’ya geçişin getirdiği ekonomik etkilerle mücadele ederek yardımcı olmayı hedeflemektedir.

Green Deal Çağrısına İlişkin Bireylerin Görüşmelerdeki Katılım ve Önemi

İklim eylemini ve sıfır kirliliği kapsayan Avrupa Yeşil Anlaşmasının tüm alan ve süreçlerinde bireylerin aktif bir şekilde desteğini ortaya koymaları gerekmektedir. Bu anlaşmayla birlikte, Avrupa’nın çeşitli bölümlerinden vatandaşların sosyal yenilikçi olarak yeni yaşam döngüsünde dahil olmaları sağlanmaktadır. Yenilikçi yaşam döngüsünün içerisinden bulunan kırsal ve kent arasındaki farklılıklar, biyoekonomi alanındaki davranışlar, su denetimleri ve kontrolleri, enerji kaynaklarının seçimi gibi konular yer almaktadır. Katılımcı süreçlere duyulan ihtiyaç konusundaki farkındalık ise Avrupa’nın Geleceği Konferansı ile gerçekleşmektedir. Avrupa’nın Geleceği Konferansı, Avrupa Birliği vatandaşlarının karar alma süreçlerini de dahil ederek tasarlanmış ve iki yıl sürmesi beklenen bir konferans olma niteliği taşımaktadır. Horizon Europe hazırlığında, bilhassa Green Deal ile fazlasıyla ilgili olması beklenen Horizon Avrupa Misyonları, vatandaş katılımlarının güçlü beklentilerini oluşturmaktadır. Sivil toplum alanında uzmanlaşmış bireyler, araştırmacılar, cinsiyet eşitliği ve iklim adaleti uzmanları hem yerel topluluklar seviyesinde hem de daha geniş ölçekte Yeşil Mutabakat’ı gerçekleştirmek için ulus ötesi ağın oluşturulmasına vurgu yapılmaktadır. Uygulamalar, araç ve kaynaklar paylaşılarak öncelikli konular hakkında katılımcı ve müzakere süreçlerinin yerine getirilmesi gerekmektedir. Ufuk Avrupa Misyonlarını dahil ederek fakat, sınırın sadece bununla kalmayacağını belirtilirken halk katılımının da önemli olduğu gösterilmektedir. Avrupa Birliği eylemleri, ilgili misyon kurulları ve diğer Ar-Ge girişimleriyle yakın işbirliği içinde gerekli görülmektedir. Avrupa Birliği ve ilgili ülkelerin dengeli bir genel kapsamı ele alınırken, nüfusun, azınlıkların ve çeşitli yaş gruplarının hem genç hem de yaşlıların korunmasız olduğu bölümler ile kent çevresi ve kırsal alanları da dahil etmek üzere, analiz ederek müzakereleri içeren bir yapı oluşturması gerekmektedir. Cinsiyet dengesinin sağlanması ve cinsiyetle ilgili konuların önemi belirtilirek özel olarak vurgu yapılmasına dikkat çekilmektedir. Ortaya çıkarılan etki ve faaliyetler incelenerek sonuçlar üye devletler ya da ilişkili ülkeler genelinde değerlendirildikten sonra karşılaştırma ve geri bildirim ile öneriler sağlanması amaçlanmaktadır.

Vatandaş katılımı ve müzakere süreçleri aracılığıyla Avrupa Green Deal Çağrısı’nın amaç ve araçlarının, katılım ve değişiminin kolektif tasarımı ile birlikte sahiplenme ve bağlılık hissi yaratması beklenmektedir. Çözümlerin, katılımcı olarak belirlenmesi büyük katkı sağlanmasına neden olmaktadır. Ayrıca, bireylerin Green Deal ve ilerideki Horizon Avrupa görevlerinin uygulanma ve desteklenmesine daha fazla katılımın olacağı ümit edilmektedir. Sonuç olarak, uzun vadede sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik belirli etkilerde katkı bulunması sağlanmaktadır.

Avrupa Yeşil Mutabakat çağrısı ile ilgili yazımız için tıklamanız yeterlidir.

İlginizi çekebildik mi?

Green Deal çağrı başvurusu ile ilgili detaylı bilgi almak ister misiniz?

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hangi konuda destek olmamızı isterseniz?

Koşuyolu, Katip Salih Sk. No:2, Kat:2, 34718 Kadıköy/İstanbul