Yeşil Mutabakatın Türkiye’ye Etkisi
İhracatın büyük kısmını Avrupa Birliği ve üye ülkeleri ile yapan Türkiye için Sınırda Karbon Düzenlemesiyle birlikte karbon salınımının çok fazla olduğu çimento ve yapı, enerji, sanayi ve tekstil gibi sektörler bu vergilendirmeden yüksek maliyetlerle etkilenecek olan sektörlerin başında geliyor.
Türkiye gibi AB’ye ihracat yapan ülkeleri yakından ilgilendirecek olan bu durum rekabet avantajı kavramını yeniden şekillendirecek. Düşük emisyona sahip ülkeler vergiden muaf ya da düşük vergilerle AB ile ticaret yapması mümkün olacakken, Türkiye gibi yüksek emisyon değerlerine sahip ülkeler için ek karbon maliyeti oluşacak. Bu kısa/orta vadede değerlendirmelerin yapılarak sisteme uyumunun sağlanmasını gerektiriyor. Standartlar oturtulduğunda yüklenecek olan yükümlülükler yerine getirilmezse satılacak olan ürün ya da hizmet daha ucuza satılacak, ya da gümrükte oluşan masraflardan dolayı fiyat ve yakınlık avantajı kaybedilecek.
Paris Anlaşması’nın Türkiye’de yasallaşmasıyla sanayide sektör farkı olmaksızın köklü bir değişim olacağının ilk ışıkları yakılmaya başlandı. Bu köklü dönüşümün en büyük adımları 2021 yılında Ticaret Bakanlığı tarafından Yeşil Mütabakat Eylem Planının yayınlanması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmesi kararları ile olduğunu söylenebilir.
Yeşil Mutabakat kapsamında birçok regülasyon ve mevzuat dönüşümleri artık zorunlu hala geldi. Bu doğrultuda şirketlerin yapması gereken alt yapısal dönüşümler için belirli bütçeler ayırmak. Şirketlerin yeşil dönüşümünde ulusal ve uluslararası düzeyde birçok destek programı ve bulunmaktadır. Uluslararası alanda şirket vizyonunda mevcut düzeyi yakalamaktansa, 10 yıl sonra yaygınlaşacak üretim teknolojileri, enerji kaynaklarını bugünden hazırlığını yapmak için bir fırsat olan Horizon programı dikkat çekmektedir.
Avrupa Komisyon’un en büyük bütçeyi ayırdığı ve 7 yıllık çerçeve programları şeklinde sunduğu Horizon programları, 2021 yılı itibariyle 9. dönemine Horizon Europe adı ile girdi. Horizon Europe programda bir önceki döneme kıyasla %30’luk bir artış ile 95 Milyar avroluk bir bütçe ayrılmıştır. Sürdürülebilirlik gibi çalışma konularına Avrupa’nın ayırdığı büyük bir bütçe bulunmaktadır. Sırf 8. Dönem kapsamında yani 7 yıl içerisinde 80 Milyar EUR bütçesinin 13.8 Milyar’ını yani %20’sini bu alanlarda projeleri fonlamak üzere atamıştır. Bundan dolayı Avrupa’nın bu konuya verdiği stratejik önem, Türkiye’deki şirketler için de önemli bir fırsat olabilmektedir.